skip to Main Content
Menü

“MAYDAYMAYDAY,PRAG ,ACİL İNİŞ İSTİYORUZ”

Bu yazı benim 1994 yılında geçirmiş olduğum uçak kazasını anlatıyor.Arkadaşım,meslekdaşım sevgili Pınar Özkan tarafından kaleme alındı. Benim de yazmış olduğum yazılarımın içinde zaman zaman karşılaşıyorsunuz,kaza ve rehabilitasyon dönemim ile ilgili bölümlere. Ama Pınar’ın kalemi o kadar iyi ki,anı yaşatan bir roman gibi çıkıyor hikayem bu kez karşınıza,biraz uzun umarım sıkılmazsınız….

Ilkbahar 1994 Paris otel odası 13:30

Odamda dinleniyorum. Dün geceki ağır uçuştan sonra hala yorgunum. Oda servisi kuru temizlemeye verdiğim üniformayı getiriyor yatağın ucuna seviyorum. 1 saat sonra lobide olmam gerekiyor. 10 dakikada hemen hazırlanabilirim. Uzanıyorum. pencereden Paris’in kasvetli gökyüzüne bakıyorum.

Viyana havaalanı. uzun gövdesiyle dikkat çeken 4 motorlu DC-8 uçağı Prag uçuşu için hazırlıklarını tamamladı kabinde sadece 60 yolcu var. Kaptan kabin ekibini uçağın dengesi açısından yolcuları orta kısımda toplamamıza söylüyor. Yolcular orta bölümde istedikleri yere geçip oturuyorlar kapılar kapanıyor. Kemer kontrolleri 1 çırpıda bitiyor.

Viyana 13:30

Kuleden kalkış izni alan emektar uçak pist  başına gelir gelmez hızlanmaya başlıyor. Yolcular yüzlerini pencerelere dayayıp kalkış anını izlerken ekip 50 dakikalık kısa uçuşun  az yolcuyla rahat geçeceğini düşünüyor. Prag’da bekleyen yolcular olmalı. Prag’dan sonra Paris’e devam edecekler. Yeterince hız kazanan uçak burnunu kaldırıyor hemen.

Paris otel odası 14:20

Telefon çalıyor resepsiyondan arıyorlar. Ekip arabası yarım saat geç gelecekmiş. Öyleyse biraz daha kestirebilirim. Deneyimli 1 hostes olarak beynimi yarım saat sonrasında programlıyorum. Bizler az uykuyla yetinmeyi ilk yıllarda öğreniyoruz.

Havada 14:20

Düz uçuşa geçen DC 8  uçağı tam hız Prag’a doğru yol alıyor. Ekip elini çabuk tutmalı uçuş kısa ama 60 yolcu var. Acele etmeye gerek yok sadece 1 trolley bile 20 dakikada bu kadar yolcuya yiyecek içecek verilebilir. Amir kokpitin kahvelerini yaparken yanındaki iki hostes, ön tarafa yüklenen içecek troleyini  çıkarıp hazırlıyorlar. Ekip neşeli, Prag’dan sonra gidecekleri Paris’te bekleyen ekibe devredecekler uçağı ve sonrasında birkaç gün kalacaklar.

Amir telefonla arkadaki kızlarla konuşuyor troley hazırlanıp ön taraftan çıkacak, arkadakiler sadece servise yardım edecekler.

60 yolcu nedir ki 254 koltuğu bulunduğu uçakta kabine bakılınca boş gibi gözüküyor.

Kızlar ön galley de dolapları açıp kapatıyorlar, catering firmasının verdiği dilimli limonlar nerede acaba; deneyimli  hostes Figen, amir ile arkadaşına dönerek “ben arkaya gidiyorum limon da alır gelirim , hem de yolculara bakmış olurum” diyor; Diğer arkadaşı ısrarla sen otur ben giderim demesine rağmen, Figen sarı saçlarına yaptığı hoş topuzunu eliyle düzelterek, makyajın da çok yakıştığı mavi gözlerini kocaman açıyor ve şakalaşarak hayır sen benden küçüksün benim dediğim olur ben giderim diyor.

Öyle ya! kısa 1 uçuş az yolcu üstelik yorgun da değiller prag sonrası yatılıarı da var.

Paris otel odası 15:00

Yarım saat geçmiş kalkıp giysem iyi olur yeni ütülenmiş üniformamı giyiyor küçük valizimi çekerek odamı terk ediyorum, biraz sonra yeşilliği çok bol olan 1 yolda terminale doğru ilerleyeceğiz.

Havada 15.00

Koridor boyu yolculara gülümseyerek arka galleye ( Mutfak) geliyor Figen, arkadaki kızlarla şakalaşıyor 1 süre. Birkaç dolap kapağı açtıktan sonra limon dilimlerinin bulunduğu tabağa buluyor o sırada gözü ekip yemeklerine ilişiyor ,arkadaşlarından biri balığı seçtiğini ama yemekten vazgeçtiğini söylüyor Figen de fırından balığı almak üzere uzanıyor.

Emektar DC-8 daha önce hiç yapmadığı 1 şekilde sallanmaya başlıyor Aynı anda hızla irtifa kaybediyorlar.. Uçak dengesini kaybederek 1 sağa 1 sola yalpalıyor, bu gürültü de neyin nesi?

Yolcuların bazıları bağırıyor, Ekip koltuğunda oturan 2 hostes  koltuğa yapışarak düşmemek için omuz kemerlerini tutuyorlar. En arkada yolcu koltuğuna oturmuş olan üçüncü hostes  önündeki koltuk başına tutunmaya çalışıyor. Figen ayakta olduğu için tutunabileceği hiçbir şey yok. Uçak yalpaladıkça sağa sola vuruyor, sarsıntının şiddetinden mandalarından kurtulan konteynerler, açıdan fırınlardan yemekler fırlıyor birkaç trolley de yerinden çıkıyor.

Kendini kokpitin önündeki ekip koltuğunu atıp bağlanan amir kokpitten gelen “mayday, mayday (yardım) Sesini duyuyor. “Allahım Neler oluyor? uçak çok uzun, kim bilir arkası nasıl sallanıyordur! umarım kızlar oturabilmişlerdir.”

Orly Havalimanı 15:30

Terminale vardık, uçaktan haber yokmuş. ekip odasına alıyorlar bizi, birer kahve yapıyoruz kendimize.

Havada 15:40

Emektar  uçakta sessizlik var artık.Her şey Normale dönmüş, hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam ediyor. Arkadaki kızlardan biri ön tarafa yürüyor, yüzü bembeyaz, amirin önünde durup arkayı işaret ediyor,” hemen arkaya gelir misiniz lütfen”

Amir hızlı adımlarla arkaya gidiyor, yolcular tepkisiz boş bakıyorlar. Kısa uçuşlarda yolculara kemerleri bağlı oturmaları anons edilir. yine böyle yapılmıştı. Arkaya gelen amir ekip koltuğunda baygın oturan yaralı arkadaşını görüyor. diğeri arka yolcu koltuğunda oturuyor ama şokta konuşamıyor. peki Figen nerede?

Yerlerinden fırlayan birkaç trolleyin arasında dağılan malzemelerin üzerinde uzanmış olan Figen’i  görüyor.. Ekip arkadaşıyla birlikte  Figen’i ayıltmaya  çalışıyorlar, tokatlıyorlar. “Figen Iyi misin, lütfen gözlerini aç””

Göz kapaklarını açmaya çalışıyorlar,Figen tepki vermiyor, göz bebekleri kıpkırmızı.

Amir kokpitten gelen 2 sinyal sesinin üzerine hızlı ön tarafa geliyor ve kokpite girer girmez kaptan arkasına dönüyor. “kuyruktaki rudder da geçici 1 bozukluk yaşadık sanırım şimdi normale döndü. ama yine de Prag’a acil iniş yapacağız yolcuları ve kendinizi emniyete alın”

Gözü amirin gömleğine  takılıyor, gömleğin önü kıpkırmızı. Kabin raporu nedir?

Gömleğini fark etmeyen amir yanıtlıyor,” 2 hostes ağır yaralı, yolcular normal!”

Prag’a iniş

Prag hava alanında yaklaşmada olun uçağın ışıkları görülmeye başlanıyor. aprondaki diğer görevliler sessizlik içinde yaklaşan uçağı izliyorlar, uçak normal 1 iniş yapıyor ve inişi tamamlayan uçak kulenin gösterdiği alana gelip park ediyor. Yolcular ön taraftan indirilirken, arkaya yanaşan ambulans yaralı 2 hostesi alıp hastaneye doğru yol alıyor.

Orly ekip odası 16:30

telsizli 1 yer görevlisi ekip odasına geliyor ve uçağın henüz kalkmamış olduğunu ve beklemede olduklarını söylüyor, yolcular haber gelir gelmez bekleme salonuna alınacaklarmış.

Prag

ambulans ile hastaneye yetiştirilen yaralı hostesler yoğun bakıma alınıyorlar. kokpit ekibi kalan kabin ekibiyle otelin yolunu tutarken uçak da inceleme ve bakım yapılmak üzere hangara çekiliyor.

Orly ekip odası 16:35

 aynı telsizli yer görevlisi tekrar görünüyor, bu kez yüz  ifadesi değişmiş. Uçağın  Prag’a acil iniş yapmış olduğunu ve ne olduğuna dair 1 bilgi alamadığını belirtiyor. Ve uçuşun iptal olduğunu söylüyor.

Sonbahar

Yaralı hosteslerimizden biri birkaç ay sonra hastaneden çıkarak taburcu oluyor ve uçuşlarına devam ediyor.Hepimiz çok seviniyoruz.

Figen 1 süre daha Prag’da hastanede kalıyor ve sonra istanbul’a getiriliyor.

Uçmadığımız günlerde kaldığı hastanede ziyaret ediyor uçuşlarımızı anlatıyoruz. Yakında başlayacak olan Dominik Cumhuriyeti seferlerin müjdeliyoruz.

2 yılı aşkın 1 sürede tedavisine londra’da devam ediyor Figen. hiç umudunu kaybetmiyor, bizim ile Puerto Plata uçuşlarını hayal ediyor, biz de yine birlikte onunla uçacağımız günleri…

Günler geçiyor ancak başlayan karayip uçuşlarına

Figensiz devam ediyoruz.

Geçenlerde  Prag  ekibinden 1 arkadaşımız ile birlikte  Figen ile buluştuk. Kemer’de yaşıyor İstanbul’a kızını ziyarete gelmiş, kızı büyümüş üniversiteli güzel 1 kız olmuş.

Eski günlerden söz ettik ,Afrika haç  uçuşlarından aklımızda kalan hatıralara bolca güldük. Kızının bembeyaz kedisi Denizi sevdik. Güzel mavi gözleri her zamanki gibi pırıl pırıl bakıyordu ,her zaman ki gibi hayata karşı umutlu ve sevgi dolu.

Haziran 2010 istanbul…

Pınar Özkan

Sevgili Pınar,çok teşekkürler…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back To Top
Ara