skip to Main Content
Menü

BENİM KANTARON YAĞI İLE BAŞLAYAN HİKAYEM

Benim hikayem 25 sene önce başladı,ilk yanık vakasını geçirmiştim,sobadan ayağımı yaktım.Bir çok operasyon sonrası uzun bir tedavi sürecim başladı.İşte tam o günlerde bir akrabamız bana bir şişe içinde kırmızı bir yağ verdi ve yanan yerlere bu yağı sürmemi söyledi.

İşin gerçeği bana çok inandırıcı gelmedi,o günlerde.Bir köşeye koydum ve kullanmadım.Bir yıl geçti ,elim yandı ocaktan, ve su topladı,evde de yanık kremi yok,işte o anda aklıma geldi ve bu kırmızı yağı elime sürdüm.Ertesi gün yanıktan eser yok. Bu kırmızı yağ Sarı Kantaron yağ idi.Takip eden yıllarda Kantaron yağ benim vazgeçilmezim oldu,yara,yanık,kızarıklık her şeyde inanılmaz sonuçlar alıyordum.

Elimdeki yağ bitince,eczaneden birkaç kez satın aldım ama aynı sonuçlar ile karşılaşamadım maalesef.

Daha sonra bir arkadaşımın kendi toplayıp bana hediye ettiği taze kantaron çiçekleri ile buluştum ilk kez ve bana öğrettiği şekilde ben de yapmaya başladım. Her kantaron yağı yapışımda aklıma gelir kendisine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.

En verimli kantaron yağının  mayıs – haziran aylarında sabahın erken saatlerinde toplanması gerektiğini söylüyor uzmanlar. İşte biz de eşim ile birlikte çıkıyoruz yola ,Toros dağlarının eteklerinde uzunca bir yamacın başında bırakıyoruz arabayı.Çünkü oradan ileriye araba yolu yok,öyle de olması gerekiyor. Tozdan mazot kokusundan  uzak oldukça uzun bir yol da ilerledikten sonra karşımıza çıkmaya başlıyor sarı renkte açmış kantaron çiçekleri. Nazikçe topluyoruz köklerine zarar vermeden.

Eve getirdiğimiz çiçeklerin muhteşem kokusu bütün evi sarıyor. İyice yıkayıp süzdüğümüz çiçekleri yarı gölge bir yerde kurumaya bırakıyoruz.

Daha sonra kuruyan çiçekleri steril edilmiş cam kavanozlara koyup üzerini geçecek kadar saf zeytinyağ ilave ediyoruz ve bir tülbent ile kapatarak 40 gün güneşte bekletiyoruz.

Çiçeklerin zeytinyağ ile buluşup beklemesi sonucu oluşan kırmızı bir yağ karşılıyor bizi.Artık kantaron yağımız hazır.

Şifası ile yedi derde deva olan yağlarımız gerektiğinde kullanılmak üzere güneş görmeyen ve çok sıcak olmayan bir yerde bizleri bekliyor…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back To Top
Ara